Samsun’da; 3 Şubat 2022 tarihinde Onur Anıtı’na hain bir saldırı gerçekleşti. Samsun halkı ve tüm Türkiye Ata’sına sahip çıkarken, anıtın önünde ‘onur nöbeti’ tutuldu.
ADD Samsun Şubesi Başkanı Dr. Işık Özkefeli, “29 Mart 2022 Salı günü saat: 10.25’de Samsun 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak olan davanın iddianamesine bakacak olursak, kişiler sadece 5816 Atatürk aleyhine işlene suçlar hakkında kanuna muhalefet ve kamu malına zarar verme suçlarından yargılanmalarına karar verilmiştir. Bu iddianamenin Atatürkçü Düşünce Derneği Samsun ve Genel Merkezimiz tarafından eksik olduğunu düşünmekteyiz” dedi.
Başkan Işık Özkefeli, şöyle konuştu; “Onur Anıtı saldırısında sanıklardan C.R. ifadesinde Atatürk’ü kendi değeri ve atası olarak görmediğini, Samsun’a yalan bir şekilde ihtilal yapmak için gelen doğan bir güneş olarak gösterilmesine artık tahammül edemeğini söylemiştir. Zira olaydan bir gün önce keşif yaptıkları, eylemlerini planladıkları, olay sonrası görevlilerce sökülmesi dakikalarca süren çelik halatı geceden anıta bağladıkları, ama çelik halatların kopması ile olay yerinden kaçtıkları da ifadelerinde bellidir. Ayrıca ifadelerinde C.R.’nin evlerine gittikten sonra B.F.’ye; “’Heykeli yerinden bile oynatamadım. Yıkabilseydim gönlümü rahatlatır, sonra bir değişikliğin ateşini başlatmış olurdum” dediği yine ifadelerinde yer almaktadır.”
ADD Başkanı Özkefeli, “Bu olay basit bir saldırı değildir. Her ne kadar dava dosyasında herhangi bir örgüte bağlı olmadıkları söylense de; bu organize suçun gerisindekiler iyi araştırılmalıdır. Şahsın ifadesinde; ‘’Yıkabilse idim bir değişikliğin ateşini başlatmış olacaktım’’ sözleri; Türkiye Cumhuriyeti’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün temsil ettiği; laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinin; Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasal düzenini ihlal suçu da işlediği aşikârdır. Yine bu eylem devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya da yöneliktir. Davaya müdahil olmak istediğimi avukatım aracılığı ile bir dilekçe ile bildirdim. Dava günü orada olacağız. Cezai takibat gerektiren bu tür eylemlerin kovuşturulması, yasalar çerçevesinde cezalandırılması, bu tarz söylemlerin halkı kin ve nefret boyutunda karşı karşıya getirme çabasına, yargının gereken emsal karar ile dur diyeceğini umuyoruz” dedi.
ADD Samsun Şubesi Başkanı Dr. Işık Özkefeli, “29 Mart 2022 Salı günü saat: 10.25’de Samsun 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacak olan davanın iddianamesine bakacak olursak, kişiler sadece 5816 Atatürk aleyhine işlene suçlar hakkında kanuna muhalefet ve kamu malına zarar verme suçlarından yargılanmalarına karar verilmiştir. Bu iddianamenin Atatürkçü Düşünce Derneği Samsun ve Genel Merkezimiz tarafından eksik olduğunu düşünmekteyiz” dedi.
Başkan Işık Özkefeli, şöyle konuştu; “Onur Anıtı saldırısında sanıklardan C.R. ifadesinde Atatürk’ü kendi değeri ve atası olarak görmediğini, Samsun’a yalan bir şekilde ihtilal yapmak için gelen doğan bir güneş olarak gösterilmesine artık tahammül edemeğini söylemiştir. Zira olaydan bir gün önce keşif yaptıkları, eylemlerini planladıkları, olay sonrası görevlilerce sökülmesi dakikalarca süren çelik halatı geceden anıta bağladıkları, ama çelik halatların kopması ile olay yerinden kaçtıkları da ifadelerinde bellidir. Ayrıca ifadelerinde C.R.’nin evlerine gittikten sonra B.F.’ye; “’Heykeli yerinden bile oynatamadım. Yıkabilseydim gönlümü rahatlatır, sonra bir değişikliğin ateşini başlatmış olurdum” dediği yine ifadelerinde yer almaktadır.”
ADD Başkanı Özkefeli, “Bu olay basit bir saldırı değildir. Her ne kadar dava dosyasında herhangi bir örgüte bağlı olmadıkları söylense de; bu organize suçun gerisindekiler iyi araştırılmalıdır. Şahsın ifadesinde; ‘’Yıkabilse idim bir değişikliğin ateşini başlatmış olacaktım’’ sözleri; Türkiye Cumhuriyeti’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün temsil ettiği; laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinin; Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasal düzenini ihlal suçu da işlediği aşikârdır. Yine bu eylem devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya da yöneliktir. Davaya müdahil olmak istediğimi avukatım aracılığı ile bir dilekçe ile bildirdim. Dava günü orada olacağız. Cezai takibat gerektiren bu tür eylemlerin kovuşturulması, yasalar çerçevesinde cezalandırılması, bu tarz söylemlerin halkı kin ve nefret boyutunda karşı karşıya getirme çabasına, yargının gereken emsal karar ile dur diyeceğini umuyoruz” dedi.