Samsun’da Türk Tabipleri Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği üyeleri açıklama yaptı.
Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleşen basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; "Ülkemizde ilk vakanın görüldüğü tarihten çok önce, sağlık emek ve meslek örgütleri olarak halkımızın sağlığı için, sağlık çalışanlarının sağlığı için size uyarılarda bulunduk. Bilimin, aklın yolunu gösterdik. Bizleri dinleyin dedik. Ama siz aklı, bilimi ve bizleri dinlemeyerek hem halkımızın hem de sağlık çalışanlarının hayatını tehlikeye attınız. Siyasi ve ekonomik kaygılarla aldığınız kararlar, ötesinde alamadığınız kararlar yüzünden binlerce insanımızı, yüzlerce sağlık çalışanımızı kaybettik. Kaybetmeye de devam ediyoruz.
Her gün açıkladığınız sayıların her biri bir candı; anneydi, babaydı, çocuktu, eşti, dosttu. Bu canlarımızı sizin yanlış pandemi yönetiminiz nedeniyle kaybettik. Bu ölümlerin önemli bir bölümü önlenebilir ölümlerdi ve siz önlemediniz, önleyemediniz. En temel hakkımız olan “yaşam hakkımızı” ihlal ettiniz.
Salgının başından beri sürekli şeffaflık istedik ama hiçbir bilgiyi bizlerle paylaşmadınız. Halkın sağlığını değil, ekonomik çıkarları öncelediniz. Bilim insanlarının önerilerine ve kararlarına kulaklarınızı tıkadınız. Salgından politik başarı hikayesi çıkarmaya çalıştınız. Salgın konusunda doğruları söyleyen kim varsa terörist ilan ettiniz. Geldiğimiz noktada maalesef haklı çıkmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Ekonomik ve siyasi kaygılarla aldığınız kararlardan dolayı yitirdiğimiz binlerce canın, yüzlerce sağlık çalışanının hesabını kim verecek?
Kişisel koruyucu malzeme herkes için ücretsiz ve adil olarak karşılanmalı, dağıtılmalıdır dedik ama ne yurttaşlarımız ne de sağlık çalışanları maskeye ulaşabildi. Beş maskeyi dağıtamadınız, yurttaşlarımız ve sağlık çalışanları kişisel koruyucu malzemeleri çok daha yüksek fiyatlarla, yarattığınız karaborsadan temin etmek zorunda kaldılar. Yaşanan kaos bizleri maalesef haklı çıkardı.
Aylar öncesinden grip aşısı konusunda uyardık, gerekli çalışmaları yapın dedik. Grip salgınıyla birlikte COVID-19 yıkıcı bir etki yapar dedik. Tüm toplumun aşılanması gerekirken, temin edilen aşı sayısı risk gruplarının hemen hiçbirine yetmedi. Sağlık çalışanlarını bile risk grubunda saymadınız. Yurttaşlarımız, yaşanan bu kaosun içinde aşı bulabilmek için ASM’ler, eczaneler, hastaneler arasında dolaştı durdu. Yarattığınız bu kaos yurttaşlarımıza sağlık sorunu, sağlık çalışanlarına da şiddet olarak döndü. Aşının bizler için bir hak, sizler için bir ödev olduğunu söyledik ama siz ödevinizi yapmadınız.
COVID-19 sağlık çalışanları için bir meslek hastalığı sayılmalıdır dedik. Siz samimiyetsiz, ciddiyetsiz şekilde konuyu bulandırdınız. Biz yasa istiyoruz dedik, siz sağlık çalışanlarıyla alay edercesine, bir sayfalık yazıyla kamuoyunu yanıltmayı seçtiniz. Bizlerin, hukukçuların, milletvekillerinin anlattıklarını dinlemeyip sağlık çalışanlarını oyaladınız.
2020 yılını geride bıraktığımız bu günlerde sizleri tekrar ve daha güçlü uyarıyoruz. Ekonomik çıkarları ve siyasi kaygılarınızı değil halkımızın ve bizlerin sağlığını önceleyin. Salgın yönetiminde aklı, bilimi ve bizleri dinleyin. Önlenebilir her ölümün sorumlusu sizsiniz. Yaşam hakkımızın ihlaline karşı sessiz kalmayacağız.
Pandeminin başından bu yana yaşamını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yitirdiğimiz tüm sağlık çalışanlarını bir kez daha saygıyla anıyoruz. Onlar hastalarının sağlığı için kendi canlarını hiçe saydılar ama sizin yönetememeniz yüzünden hayatlarını kaybettiler. Sağlık çalışanlarını ve vatandaşlarımızı kaybettiğimiz, yanlış sağlık politikaları sonucu ölümlerle ve tükenmişlikle geçen bir yılı geride bırakıyoruz ama tükenmememiz için, ölmememiz için yılın değil sizin zihniyetinizin değişmesi gerektiğini biliyoruz.
Sağlık emek, meslek örgütleri ve tüm sağlık çalışanları adına, size “Artık yeter daha fazla eksilmek istemiyoruz” diyoruz. Bizler yaşamak, yaşatmak istiyoruz!"
Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleşen basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; "Ülkemizde ilk vakanın görüldüğü tarihten çok önce, sağlık emek ve meslek örgütleri olarak halkımızın sağlığı için, sağlık çalışanlarının sağlığı için size uyarılarda bulunduk. Bilimin, aklın yolunu gösterdik. Bizleri dinleyin dedik. Ama siz aklı, bilimi ve bizleri dinlemeyerek hem halkımızın hem de sağlık çalışanlarının hayatını tehlikeye attınız. Siyasi ve ekonomik kaygılarla aldığınız kararlar, ötesinde alamadığınız kararlar yüzünden binlerce insanımızı, yüzlerce sağlık çalışanımızı kaybettik. Kaybetmeye de devam ediyoruz.
Her gün açıkladığınız sayıların her biri bir candı; anneydi, babaydı, çocuktu, eşti, dosttu. Bu canlarımızı sizin yanlış pandemi yönetiminiz nedeniyle kaybettik. Bu ölümlerin önemli bir bölümü önlenebilir ölümlerdi ve siz önlemediniz, önleyemediniz. En temel hakkımız olan “yaşam hakkımızı” ihlal ettiniz.
Salgının başından beri sürekli şeffaflık istedik ama hiçbir bilgiyi bizlerle paylaşmadınız. Halkın sağlığını değil, ekonomik çıkarları öncelediniz. Bilim insanlarının önerilerine ve kararlarına kulaklarınızı tıkadınız. Salgından politik başarı hikayesi çıkarmaya çalıştınız. Salgın konusunda doğruları söyleyen kim varsa terörist ilan ettiniz. Geldiğimiz noktada maalesef haklı çıkmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Ekonomik ve siyasi kaygılarla aldığınız kararlardan dolayı yitirdiğimiz binlerce canın, yüzlerce sağlık çalışanının hesabını kim verecek?
Kişisel koruyucu malzeme herkes için ücretsiz ve adil olarak karşılanmalı, dağıtılmalıdır dedik ama ne yurttaşlarımız ne de sağlık çalışanları maskeye ulaşabildi. Beş maskeyi dağıtamadınız, yurttaşlarımız ve sağlık çalışanları kişisel koruyucu malzemeleri çok daha yüksek fiyatlarla, yarattığınız karaborsadan temin etmek zorunda kaldılar. Yaşanan kaos bizleri maalesef haklı çıkardı.
Aylar öncesinden grip aşısı konusunda uyardık, gerekli çalışmaları yapın dedik. Grip salgınıyla birlikte COVID-19 yıkıcı bir etki yapar dedik. Tüm toplumun aşılanması gerekirken, temin edilen aşı sayısı risk gruplarının hemen hiçbirine yetmedi. Sağlık çalışanlarını bile risk grubunda saymadınız. Yurttaşlarımız, yaşanan bu kaosun içinde aşı bulabilmek için ASM’ler, eczaneler, hastaneler arasında dolaştı durdu. Yarattığınız bu kaos yurttaşlarımıza sağlık sorunu, sağlık çalışanlarına da şiddet olarak döndü. Aşının bizler için bir hak, sizler için bir ödev olduğunu söyledik ama siz ödevinizi yapmadınız.
COVID-19 sağlık çalışanları için bir meslek hastalığı sayılmalıdır dedik. Siz samimiyetsiz, ciddiyetsiz şekilde konuyu bulandırdınız. Biz yasa istiyoruz dedik, siz sağlık çalışanlarıyla alay edercesine, bir sayfalık yazıyla kamuoyunu yanıltmayı seçtiniz. Bizlerin, hukukçuların, milletvekillerinin anlattıklarını dinlemeyip sağlık çalışanlarını oyaladınız.
2020 yılını geride bıraktığımız bu günlerde sizleri tekrar ve daha güçlü uyarıyoruz. Ekonomik çıkarları ve siyasi kaygılarınızı değil halkımızın ve bizlerin sağlığını önceleyin. Salgın yönetiminde aklı, bilimi ve bizleri dinleyin. Önlenebilir her ölümün sorumlusu sizsiniz. Yaşam hakkımızın ihlaline karşı sessiz kalmayacağız.
Pandeminin başından bu yana yaşamını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yitirdiğimiz tüm sağlık çalışanlarını bir kez daha saygıyla anıyoruz. Onlar hastalarının sağlığı için kendi canlarını hiçe saydılar ama sizin yönetememeniz yüzünden hayatlarını kaybettiler. Sağlık çalışanlarını ve vatandaşlarımızı kaybettiğimiz, yanlış sağlık politikaları sonucu ölümlerle ve tükenmişlikle geçen bir yılı geride bırakıyoruz ama tükenmememiz için, ölmememiz için yılın değil sizin zihniyetinizin değişmesi gerektiğini biliyoruz.
Sağlık emek, meslek örgütleri ve tüm sağlık çalışanları adına, size “Artık yeter daha fazla eksilmek istemiyoruz” diyoruz. Bizler yaşamak, yaşatmak istiyoruz!"