İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Samsun'da bitme aşmasına gelen Çarşamba Biyokütle Enerji Santrali ile Şahin Dağları'nda başlatılan siyanürle altın madeni arama çalışmalarının bir an önce sonlandırılması gerektiğini ifade etti.
Milletvekili Yaşar, "Bakın, seçim bölgem Samsun'un Çarşamba İlçesi'nde sürdürülen biyokütle enerji santrali tüm olumsuz mahkeme kararlarına ve vatandaş tepkisine rağmen bitme aşamasına gelmiştir. Samsun'da ortaya çıkacak çevre sorunlarının araştırılması için Meclis'e verdiğimiz araştırma önergesi de kabul edilmemiştir" dedi.
Yaşar, şöyle konuştu; "Tarımın savunma sanayi kadar önemli olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitti. Bu isyanımızı aylardır dile getirmemize, vatandaşın her platformda sesini duyurma gayretine rağmen sıkıntıya kulak tıkayanlar, bu vebali bir ömür ödeyemezler. İstidamın her geçen gün dibe vurduğu, insanların aç kalma korkusunun artığı bugünlerde, 30 bin çiftçinin ekmek kapısı olan Çarşamba Ovası yok edilmemelidir."

"ŞAHİN DAĞLARI'NIN KADERİ KAZ DAĞLARINA DÖNMESİN"
Kavak ve Havza ilçe sınırları arasında yer alan Şahin Dağları’nda başlatılan siyanürler altın madeni arama çalışmalarına da değinen İYİ Partili Yaşar, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kanadalı bir maden firmasının Türkiye uzantısı aracılığıyla yaptığı altın madeni arama çalışmalarında sondaj bölgelerine ulaşmak için bölgede binlerce ağaç kesildi ve kesilmeye de devam ediliyor. Bu daha sadece yol açma çalışması için yapılan kısmı. Sonrasında ne olacak Allah bilir. Önümüzde Ordu’nun Fatsa ilçesi gibi kötü bir örnek var. Muhtemelen Kaz Dağlarını da aynı akıbet bekliyor. Samsun'un akciğerleri bir şirketin çıkarlarına teslim edilmemelidir. Altın madeni işletmeye açılınca yeraltı suları ve topraklar siyanür nedeniyle zehirlenecek ve sular içilmez, topraklar ise kullanılamaz hale gelecek. İşte tüm bu gerçeği gören-bilen çevre halkının soluksuz verdiği mücadeleye rağmen ve sonuçlarının ağır bedeller ödeteceği aşikarken, devam eden çalışmaları da anlamak mümkün değildir. Şahin Dağları'nı delik deşik ederek ve toprağı öldürerek yapılan bu çalışmalar bir an önce sonlandırılmalıdır. Vatandaşın bu haklı talebi ve tepkisine kulak tıkanmamalıdır."
Milletvekili Yaşar, "Bakın, seçim bölgem Samsun'un Çarşamba İlçesi'nde sürdürülen biyokütle enerji santrali tüm olumsuz mahkeme kararlarına ve vatandaş tepkisine rağmen bitme aşamasına gelmiştir. Samsun'da ortaya çıkacak çevre sorunlarının araştırılması için Meclis'e verdiğimiz araştırma önergesi de kabul edilmemiştir" dedi.
Yaşar, şöyle konuştu; "Tarımın savunma sanayi kadar önemli olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitti. Bu isyanımızı aylardır dile getirmemize, vatandaşın her platformda sesini duyurma gayretine rağmen sıkıntıya kulak tıkayanlar, bu vebali bir ömür ödeyemezler. İstidamın her geçen gün dibe vurduğu, insanların aç kalma korkusunun artığı bugünlerde, 30 bin çiftçinin ekmek kapısı olan Çarşamba Ovası yok edilmemelidir."

"ŞAHİN DAĞLARI'NIN KADERİ KAZ DAĞLARINA DÖNMESİN"
Kavak ve Havza ilçe sınırları arasında yer alan Şahin Dağları’nda başlatılan siyanürler altın madeni arama çalışmalarına da değinen İYİ Partili Yaşar, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kanadalı bir maden firmasının Türkiye uzantısı aracılığıyla yaptığı altın madeni arama çalışmalarında sondaj bölgelerine ulaşmak için bölgede binlerce ağaç kesildi ve kesilmeye de devam ediliyor. Bu daha sadece yol açma çalışması için yapılan kısmı. Sonrasında ne olacak Allah bilir. Önümüzde Ordu’nun Fatsa ilçesi gibi kötü bir örnek var. Muhtemelen Kaz Dağlarını da aynı akıbet bekliyor. Samsun'un akciğerleri bir şirketin çıkarlarına teslim edilmemelidir. Altın madeni işletmeye açılınca yeraltı suları ve topraklar siyanür nedeniyle zehirlenecek ve sular içilmez, topraklar ise kullanılamaz hale gelecek. İşte tüm bu gerçeği gören-bilen çevre halkının soluksuz verdiği mücadeleye rağmen ve sonuçlarının ağır bedeller ödeteceği aşikarken, devam eden çalışmaları da anlamak mümkün değildir. Şahin Dağları'nı delik deşik ederek ve toprağı öldürerek yapılan bu çalışmalar bir an önce sonlandırılmalıdır. Vatandaşın bu haklı talebi ve tepkisine kulak tıkanmamalıdır."