AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, mecliste basın toplantısı düzenleyerek, biyokütle santralini eleştiren CHP’li milletvekillerinin iddialarının ‘bilimsel verilerden uzak’ olduğunu söyledi. Köktaş, “Benim evimin yanındaki santral kirletse, ben izin verir miyim” dedi.
Samsun’daki biyokütle santral tartışmaları TBMM’ye taşındı. CHP Samsun Milletvekillerinin açıklamaları üzerine dün mecliste bir basın toplantısı düzenleyen AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, "Ben şimdi buradan bilimsel verilerle konuşacağım. Ellerinde bilimsel hiçbir belge yokken bu şekilde yatırım karşıtı olunmasına anlam veremiyorum" dedi.
Samsun’un Çarşamba İlçesi’nde kurulan biyokütle enerji santralinin, AK Parti iktidarı ile başlayan enerjide dışa bağımlılığın azaltılması kapsamında, yerli kaynaklardan enerji üretilerek cari açığın azaltılması için atılmış önemli bir adım olduğunu vurgulayan Köktaş, “Türkiye’nin toplam enerji üretim gücü yaklaşık 29.000 MW iken, iktidarımız dönemin de 2020 yılı sonu itibari ile 95.891 MW’lık kurulu güce ulaşılmıştır. Bu yapılırken de çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmiştir. Bu enerji kaynaklarını kısaca; RES, GES, Jeotermal, Biyokütle ve diğer kaynaklardır. Samsun’a kurulan biyokütle enerji santralinde de amaç budur. Amaç yörenin tarımsal ve ormansal atıklarının ekonomiye dönüştürülmesi, enerji üretimi yapılırken yıllık 100 milyon lira gibi bir paranın da çiftçiye sadece atıklardan kazandırılmasıdır” dedi.
BALIK YAŞAR MI DİYE BİLE TEST YAPILDI
Köktaş, muhalefet partilerinin yönetici ve milletvekillerinin bilimsel hiçbir veriye dayanmadan, marjinal grupların miting ve protestolarına katılarak, bu yatırımları engelleme çalışmalarına anlam veremediğini ifade ederek, "Özellikle iktidarın Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yatırım ve üretimi teşvik eden cari açığımızı kapatmaya gayret gösteren, talimatları ortadadır. İki gün önce CHP’li Samsun vekilleri benim ilçem Çarşamba’da kurulan biyokütle santrali gündeme getirdiler. Bilimsel veya teknik veriye dayanmayan, içi boş, o boşluğu da biz enerji yatırımlarına karşı değil yerine karşıyız diyerek doldurmaya çalıştıkları bir konuşma. Öncelikle ifade etmeliyim ki; Santralin kurulu olduğu yer, ailemin ve benim hala yaşadığım baba evime 500 metre kuş uçuşu mesafesindedir. Bahsettikleri Abdal Irmağı’nın ise; çocukluğumun geçtiği, arkadaşlarımla yüzmeyi öğrendiğim ırmak olduğunu ifade etmek isterim. Benim şehrime zerre kadar faydası olmayanların hiçbiri o bölgeye benden daha yakın olmadığı gibi, konuşan tüm siyasetçiler o bölgeye 150 kişi ile yapılmak istenen protesto mitinginde koyulan kürsüde konuşmak ve kolay siyaset yapmak için sıraya girmişlerdir” diye konuştu.
ÇİFTÇİYE TARIM ATIKLARI NEDENİYLE 100 MİLYON LİRA
“Santralin kurulu olduğu arazi 2006 yılında tarım dışı amaçla kullanılmak üzere toprak koruma kurulu tarafından, tarım dışına çıkarılmış olup tarım arazisi değildir” diyen Köktaş, şöyle devam etti: Yatırımcı şirket fosil yakıt, lastik, çöp, plastik veya herhangi bir atık kullanmayacak. Tamamen tarımsal atıklar (ağaç kökü, ağaç , fındık kabuğu vb.) yakacak. Kontrolsüz anız yakma yerine çiftçiler atıklarını santrale satarak yıllık ortalama 100 Milyon TL ek gelir elde edeceklerdir. Ülkemizde lisans alan benzer teknolojiye sahip 75 Biyokütle Enerji Santrali için ÇED Gerekli Değildir kararı almış olup, kanun açık ve nettir. Kirletiliyor iddiaları tamamen asılsızdır ve belgelerle ortadadır.
DEREYİ KİRLETİYOR DEDİLER 'BALIK BİLE YAŞAR' ÇIKTI
Sözde protestocuların santralin dereleri kirlettiği iddialarının, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Abdal Irmağı’ndan ikişer gün arayla üç kere alınan su numunelerinin çıkan sonuçlarıyla çürüdüğünü ifade eden Milletvekili Köktaş, "Analizler çıktı. Sonuçlar sınır değerlerin altında. Su temiz ve balık biyodeneyi bile yapıldı. Suyun balık yaşamı için çok elverişli olduğu tespit edildi. Yine, bakanlık baca emisyon raporlarını sürekli takip ediyor. Orada da görüyoruz ki bacadan salınan karbon monoksit, kükürt dioksit ve toz değerleri sınır değerlerinin çok altında olup, iddia edildiği gibi tarım arazilerine, tarıma ve çevreye zararlı değildir. Bilimsel veri varken amaçları ne anlamak mümkün değil" dedi.
BİZ KİMSENİN AVUKATI DEĞİLİZ GERÇEK ÖNEMLİ
“Biz hiç kimsenin avukatı değiliz ancak, devlet kurumlarının koymuş olduğu standartlara göre yapılan tüm yatırımların arkasında durarak, onların üretim ve istihdama katkı sağlamasını takip ederiz” diyen AK parti Milletvekili Fuat Köktaş, “Eğer taahhüt etmiş oldukları kriter ve değerler, ülkemizde ve dünyada kabul gören standartları aştığında, kurumlarımız gerekli işlemleri hemen yapar. Şimdi soruyorum; Bu veriler ışığında, insan sağlığını etkileyecek, tarım arazilerini bozacak, havaya karbon monoksit, kükürt ve toz salınacağını iddia eden CHP’li ve İyi Parti’li arkadaşlar, biyokütle santrallerinin yerleşim alanlarına uzaklığı ve nüfus yoğunluğu ne kadardır, havaya attıkları karbon monoksit, kükürt ve toz miktarlarını merak edip, araştırdılar mı? Filtre sistemleri var mıdır, varsa standartlara uygun mudur? Bu soruları sordular mı, sormadılarsa söyleyeyim devlet kurumları bu soruları başından itibaren soruyor. Sonuç olarak, bir bardak suda kopartılmak istenen fırtına, bilimsel verilerden yoksundur, devlet aklı yok sayılarak sadece varsayımlarla hareket edilmektedir. Bölgenin ve mahallenin evladı olarak, bir tek veri dahi sınır değerleri aşarsa ben de bunun karşısında durmaktan asla imtina etmem.
KİRLETSE İLK BEN KARŞI ÇIKARIM
Fuat Köktaş; "Santralin kurulu olduğu yer, ailemin ve benim hala yaşadığım baba evime 500 metre kuş uçuşu mesafesindedir. Bahsettikleri Abdal Irmağı’nın ise; çocukluğumun geçtiği, arkadaşlarımla yüzmeyi öğrendiğim ırmaktır. Kirletse ben izin verir miyim" dedi.
Samsun’daki biyokütle santral tartışmaları TBMM’ye taşındı. CHP Samsun Milletvekillerinin açıklamaları üzerine dün mecliste bir basın toplantısı düzenleyen AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, "Ben şimdi buradan bilimsel verilerle konuşacağım. Ellerinde bilimsel hiçbir belge yokken bu şekilde yatırım karşıtı olunmasına anlam veremiyorum" dedi.
Samsun’un Çarşamba İlçesi’nde kurulan biyokütle enerji santralinin, AK Parti iktidarı ile başlayan enerjide dışa bağımlılığın azaltılması kapsamında, yerli kaynaklardan enerji üretilerek cari açığın azaltılması için atılmış önemli bir adım olduğunu vurgulayan Köktaş, “Türkiye’nin toplam enerji üretim gücü yaklaşık 29.000 MW iken, iktidarımız dönemin de 2020 yılı sonu itibari ile 95.891 MW’lık kurulu güce ulaşılmıştır. Bu yapılırken de çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmiştir. Bu enerji kaynaklarını kısaca; RES, GES, Jeotermal, Biyokütle ve diğer kaynaklardır. Samsun’a kurulan biyokütle enerji santralinde de amaç budur. Amaç yörenin tarımsal ve ormansal atıklarının ekonomiye dönüştürülmesi, enerji üretimi yapılırken yıllık 100 milyon lira gibi bir paranın da çiftçiye sadece atıklardan kazandırılmasıdır” dedi.
BALIK YAŞAR MI DİYE BİLE TEST YAPILDI
Köktaş, muhalefet partilerinin yönetici ve milletvekillerinin bilimsel hiçbir veriye dayanmadan, marjinal grupların miting ve protestolarına katılarak, bu yatırımları engelleme çalışmalarına anlam veremediğini ifade ederek, "Özellikle iktidarın Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yatırım ve üretimi teşvik eden cari açığımızı kapatmaya gayret gösteren, talimatları ortadadır. İki gün önce CHP’li Samsun vekilleri benim ilçem Çarşamba’da kurulan biyokütle santrali gündeme getirdiler. Bilimsel veya teknik veriye dayanmayan, içi boş, o boşluğu da biz enerji yatırımlarına karşı değil yerine karşıyız diyerek doldurmaya çalıştıkları bir konuşma. Öncelikle ifade etmeliyim ki; Santralin kurulu olduğu yer, ailemin ve benim hala yaşadığım baba evime 500 metre kuş uçuşu mesafesindedir. Bahsettikleri Abdal Irmağı’nın ise; çocukluğumun geçtiği, arkadaşlarımla yüzmeyi öğrendiğim ırmak olduğunu ifade etmek isterim. Benim şehrime zerre kadar faydası olmayanların hiçbiri o bölgeye benden daha yakın olmadığı gibi, konuşan tüm siyasetçiler o bölgeye 150 kişi ile yapılmak istenen protesto mitinginde koyulan kürsüde konuşmak ve kolay siyaset yapmak için sıraya girmişlerdir” diye konuştu.
ÇİFTÇİYE TARIM ATIKLARI NEDENİYLE 100 MİLYON LİRA
“Santralin kurulu olduğu arazi 2006 yılında tarım dışı amaçla kullanılmak üzere toprak koruma kurulu tarafından, tarım dışına çıkarılmış olup tarım arazisi değildir” diyen Köktaş, şöyle devam etti: Yatırımcı şirket fosil yakıt, lastik, çöp, plastik veya herhangi bir atık kullanmayacak. Tamamen tarımsal atıklar (ağaç kökü, ağaç , fındık kabuğu vb.) yakacak. Kontrolsüz anız yakma yerine çiftçiler atıklarını santrale satarak yıllık ortalama 100 Milyon TL ek gelir elde edeceklerdir. Ülkemizde lisans alan benzer teknolojiye sahip 75 Biyokütle Enerji Santrali için ÇED Gerekli Değildir kararı almış olup, kanun açık ve nettir. Kirletiliyor iddiaları tamamen asılsızdır ve belgelerle ortadadır.
DEREYİ KİRLETİYOR DEDİLER 'BALIK BİLE YAŞAR' ÇIKTI
Sözde protestocuların santralin dereleri kirlettiği iddialarının, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Abdal Irmağı’ndan ikişer gün arayla üç kere alınan su numunelerinin çıkan sonuçlarıyla çürüdüğünü ifade eden Milletvekili Köktaş, "Analizler çıktı. Sonuçlar sınır değerlerin altında. Su temiz ve balık biyodeneyi bile yapıldı. Suyun balık yaşamı için çok elverişli olduğu tespit edildi. Yine, bakanlık baca emisyon raporlarını sürekli takip ediyor. Orada da görüyoruz ki bacadan salınan karbon monoksit, kükürt dioksit ve toz değerleri sınır değerlerinin çok altında olup, iddia edildiği gibi tarım arazilerine, tarıma ve çevreye zararlı değildir. Bilimsel veri varken amaçları ne anlamak mümkün değil" dedi.
BİZ KİMSENİN AVUKATI DEĞİLİZ GERÇEK ÖNEMLİ
“Biz hiç kimsenin avukatı değiliz ancak, devlet kurumlarının koymuş olduğu standartlara göre yapılan tüm yatırımların arkasında durarak, onların üretim ve istihdama katkı sağlamasını takip ederiz” diyen AK parti Milletvekili Fuat Köktaş, “Eğer taahhüt etmiş oldukları kriter ve değerler, ülkemizde ve dünyada kabul gören standartları aştığında, kurumlarımız gerekli işlemleri hemen yapar. Şimdi soruyorum; Bu veriler ışığında, insan sağlığını etkileyecek, tarım arazilerini bozacak, havaya karbon monoksit, kükürt ve toz salınacağını iddia eden CHP’li ve İyi Parti’li arkadaşlar, biyokütle santrallerinin yerleşim alanlarına uzaklığı ve nüfus yoğunluğu ne kadardır, havaya attıkları karbon monoksit, kükürt ve toz miktarlarını merak edip, araştırdılar mı? Filtre sistemleri var mıdır, varsa standartlara uygun mudur? Bu soruları sordular mı, sormadılarsa söyleyeyim devlet kurumları bu soruları başından itibaren soruyor. Sonuç olarak, bir bardak suda kopartılmak istenen fırtına, bilimsel verilerden yoksundur, devlet aklı yok sayılarak sadece varsayımlarla hareket edilmektedir. Bölgenin ve mahallenin evladı olarak, bir tek veri dahi sınır değerleri aşarsa ben de bunun karşısında durmaktan asla imtina etmem.
KİRLETSE İLK BEN KARŞI ÇIKARIM
Fuat Köktaş; "Santralin kurulu olduğu yer, ailemin ve benim hala yaşadığım baba evime 500 metre kuş uçuşu mesafesindedir. Bahsettikleri Abdal Irmağı’nın ise; çocukluğumun geçtiği, arkadaşlarımla yüzmeyi öğrendiğim ırmaktır. Kirletse ben izin verir miyim" dedi.