Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, Atakum sahilinin Çakırlar Yalı Mahallesi bölgesinde yaşanan kıyı erozyonu nedeniyle tahrip olan alanı inceledi. Sahil şeridindeki mahalle muhtarlarıyla birlikte gerçekleştirilen incelemede teknik ekipten son yaşanan fırtına ve etkileriyle ilgili bilgi alan Başkan Deveci, mahallelilerle de görüşerek taleplerini dinledi.
Aynı esnada bölgede erozyon nedeniyle yıkılan ağaçları iş makinalarıyla temizleyen Samsun Büyükşehir Belediyesi ekipleriyle de bir süre sohbet eden Başkan Deveci, yaptığı açıklamada Atakum sahilinde yaşanan sorunun 10 yıl önce başladığını ifade ederek, “Sahil elimizden gidiyor, sahil kenti olmaktan çıkıyoruz. Bunun şakası kalmadı. Bunun ihmali de kalmadı, ihmali geçti kasta doğru gidiyor. Kente kast ediyoruz” diye konuştu.
“KARARI AKADEMİK KURUL VERMELİ”
Sorunun 10 yıl önce Atakum’un komşu ilçesi 19 Mayıs’ta yapılan Dereköy Balıkçı Barınağı mendireğinin uzatılmasıyla başladığını kaydeden Başkan Deveci, ”İlk etapta Milli Eğitim ile Sağlık Bakanlıklarının tesislerine dalga vurdu. Ben o zaman Taflan’da oturuyordum. Dönemin DSİ müdürü rahmetli Baki Gevez vardı. Gittik, DSİ laboratuvarlarında tahlil yaptırdık. Tahlil sonuçları şuydu: ‘Eğer böyle giderse 10 yıl içerisinde Samsun sahilini dalgalar tümüyle alacak.’ Bunu her yere anlattık. 10 yıldır geldiğimiz nokta bu. Taflan ve İncesu’nun sahili kalmadı, şimdi dalgalar Atakum sahiline göz dikti. Bu konuya mutlaka bir çözüm bulunması gerekiyor. Denizin kenarına taş döşeyerek, mahmuzla koruyarak olmaz. Kumsalla denizi ayırırsanız o zaman o deniz değildir. O zaman bu kent sahil kenti olmaktan çıkar. Bunun tek yolu var, akademik bir kurul gelip burayı inceleyecek, siyasiler buna karar vermeyecek; kararı akademik kurulun laboratuvar çalışmaları verecek. Bu konuyu her yerde seslendireceğim, kenti yönetenlerin artık bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Sahil elimizden gidiyor, sahil kenti olmaktan çıkıyoruz. Bunun şakası kalmadı. Bunun ihmali de kalmadı, ihmali geçti kasta doğru gidiyor. Kente kast ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“BU MUDUR SAHİL KENTİ OLMAK?”
Söz konusu bölgede denizin 150 metre daha açıkta olduğunu hatırlatan Başkan Deveci, “Ben buranın eski halini biliyorum, Samsunlular da biliyor. 150 metre geldi. 150 metre daha gidecek. Polis okulunun duvarı da kalmayacak. İçeri de bu dalgalar gidecek. Burada ağaç kalmaz böyle giderse. Taş yığarak denizin önüne geçemeyiz. Burayı koruruz. Önümüzdeki sahil gider. Bu mudur sahil kenti olmak? Bu mudur sahili korumak? Onun için sorumluluğumuzu üstlenmemiz gerekiyor. Biraz daha duyarlı olmamız gerekiyor. Hem burada yaşayan yurttaşlarımızın, ki asıl önemlisi o, bu soruna sahip çıkmaları gerekiyor. Bu konuda biraz seslerini yükseltmeleri gerekiyor. Denize sahip çıkmaları gerekiyor. Ben bu konuda tüm kentin yetkili organlarını uyaracağım. Dileklerimi ileteceğim. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde sorumluluklarımı yerine getireceğim. Atakum Belediye Meclisi’nde sorumluluklarımı yerine getireceğim. Ama asıl burada sorumlu olan, kenti yöneten Valilik, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi. Ve aslında buraya müdahale etmesi gereken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Çünkü deniz gidiyor. Daha uygun bir yerde bir balıkçı barınağı yapılsın. Şu sahile yapılan masrafın yüzde 1’i ile bu dediklerim yapılabilirdi. Onun neredeyse yüz katına yakın bu sahile masraf edildi, ama ne yazık ki sahilden de olduk. Yani sahili de koruyamadık. Buradaki taş yığınlarıyla bir sürü müteahhiti de zengin ettik. Bu konu sadece bu şehre atanarak yönetenlerin sorumluluğunda değildir. Burada yaşayan, yazlık yapan, konut yapan arazi sahiplerinin bu sahilin eski halini geçmişini bilenlerin bu sahile sahip çıkmaları lazım. Seslerini biraz daha yükseltmeleri lazım. Her yerde söylüyorum. Yurttaşlık görevlerini yapmaları lazım. Yurttaşlık görevi anayasada tanımlanmıştır. Anayasal sorumluluklarını yerine getirmeyen yurttaş görevini yapmıyor demektir” sözlerini kaydetti.
Aynı esnada bölgede erozyon nedeniyle yıkılan ağaçları iş makinalarıyla temizleyen Samsun Büyükşehir Belediyesi ekipleriyle de bir süre sohbet eden Başkan Deveci, yaptığı açıklamada Atakum sahilinde yaşanan sorunun 10 yıl önce başladığını ifade ederek, “Sahil elimizden gidiyor, sahil kenti olmaktan çıkıyoruz. Bunun şakası kalmadı. Bunun ihmali de kalmadı, ihmali geçti kasta doğru gidiyor. Kente kast ediyoruz” diye konuştu.
“KARARI AKADEMİK KURUL VERMELİ”
Sorunun 10 yıl önce Atakum’un komşu ilçesi 19 Mayıs’ta yapılan Dereköy Balıkçı Barınağı mendireğinin uzatılmasıyla başladığını kaydeden Başkan Deveci, ”İlk etapta Milli Eğitim ile Sağlık Bakanlıklarının tesislerine dalga vurdu. Ben o zaman Taflan’da oturuyordum. Dönemin DSİ müdürü rahmetli Baki Gevez vardı. Gittik, DSİ laboratuvarlarında tahlil yaptırdık. Tahlil sonuçları şuydu: ‘Eğer böyle giderse 10 yıl içerisinde Samsun sahilini dalgalar tümüyle alacak.’ Bunu her yere anlattık. 10 yıldır geldiğimiz nokta bu. Taflan ve İncesu’nun sahili kalmadı, şimdi dalgalar Atakum sahiline göz dikti. Bu konuya mutlaka bir çözüm bulunması gerekiyor. Denizin kenarına taş döşeyerek, mahmuzla koruyarak olmaz. Kumsalla denizi ayırırsanız o zaman o deniz değildir. O zaman bu kent sahil kenti olmaktan çıkar. Bunun tek yolu var, akademik bir kurul gelip burayı inceleyecek, siyasiler buna karar vermeyecek; kararı akademik kurulun laboratuvar çalışmaları verecek. Bu konuyu her yerde seslendireceğim, kenti yönetenlerin artık bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Sahil elimizden gidiyor, sahil kenti olmaktan çıkıyoruz. Bunun şakası kalmadı. Bunun ihmali de kalmadı, ihmali geçti kasta doğru gidiyor. Kente kast ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“BU MUDUR SAHİL KENTİ OLMAK?”
Söz konusu bölgede denizin 150 metre daha açıkta olduğunu hatırlatan Başkan Deveci, “Ben buranın eski halini biliyorum, Samsunlular da biliyor. 150 metre geldi. 150 metre daha gidecek. Polis okulunun duvarı da kalmayacak. İçeri de bu dalgalar gidecek. Burada ağaç kalmaz böyle giderse. Taş yığarak denizin önüne geçemeyiz. Burayı koruruz. Önümüzdeki sahil gider. Bu mudur sahil kenti olmak? Bu mudur sahili korumak? Onun için sorumluluğumuzu üstlenmemiz gerekiyor. Biraz daha duyarlı olmamız gerekiyor. Hem burada yaşayan yurttaşlarımızın, ki asıl önemlisi o, bu soruna sahip çıkmaları gerekiyor. Bu konuda biraz seslerini yükseltmeleri gerekiyor. Denize sahip çıkmaları gerekiyor. Ben bu konuda tüm kentin yetkili organlarını uyaracağım. Dileklerimi ileteceğim. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde sorumluluklarımı yerine getireceğim. Atakum Belediye Meclisi’nde sorumluluklarımı yerine getireceğim. Ama asıl burada sorumlu olan, kenti yöneten Valilik, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi. Ve aslında buraya müdahale etmesi gereken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Çünkü deniz gidiyor. Daha uygun bir yerde bir balıkçı barınağı yapılsın. Şu sahile yapılan masrafın yüzde 1’i ile bu dediklerim yapılabilirdi. Onun neredeyse yüz katına yakın bu sahile masraf edildi, ama ne yazık ki sahilden de olduk. Yani sahili de koruyamadık. Buradaki taş yığınlarıyla bir sürü müteahhiti de zengin ettik. Bu konu sadece bu şehre atanarak yönetenlerin sorumluluğunda değildir. Burada yaşayan, yazlık yapan, konut yapan arazi sahiplerinin bu sahilin eski halini geçmişini bilenlerin bu sahile sahip çıkmaları lazım. Seslerini biraz daha yükseltmeleri lazım. Her yerde söylüyorum. Yurttaşlık görevlerini yapmaları lazım. Yurttaşlık görevi anayasada tanımlanmıştır. Anayasal sorumluluklarını yerine getirmeyen yurttaş görevini yapmıyor demektir” sözlerini kaydetti.